Sayfalar

15 Şubat 2012 Çarşamba

Toprağın Hikayesi - Yeni İnsan - Yeni Evren

                            



Bilinç sonsuzluktur..

O, var olanın yaratıcısıdır.Ben olanın kendisidir.Yaratılış , enerjiler, Bilincin tanıklığı ile varlık bulur ve şekillenir. Enerjiler kaynağa görece gerçek değildir. Gücünü bilincin düşünden alır. Bilinç kendini bildiğinde uyanır. Uyanan bilinç kendini seçebilir. Kendini seçen bilinç ise özgürce yaratır.

Sen, kendini seçen BİLİNÇ’sin.

Yeni İnsan’nın ilkeleri, senin yeni evreni yaratışındır. Unutma bilinç evreni yaratır. Evren bilinci değil. Yaratılış senin olurlamandır. Senin sana yansıyışındır.

UNUTMA!

Karanlık reddedilmiş olandır.

İsterse senin, isterse Evren'in olsun. Karanlık da tanrıdır. O’nundur ve ondandır. Işık sana ulaşıp, kendin olarak sabitlediklerinin ardına ulaşamadığında gölge oluşur. Bu Dünyada güneş ışığının, bedenin ve gölgenin oyunudur. Işık olmazsa sen olmaz mısın? Karanlıkta bir sen olmaz mı?

REMEMBER! HATIRLA! 

Sen "Enerji Hareketettiren"sin.

Nefes al ve bırak. Böylece tüm evren dönüşsün.
Tanrı, direnç göstermez ve tutunmaz…
Her türlü duyumsal hareketlenmeyi, onu red etmeden solurken, Ho’oponopono yap.:)) Bırak her yerde olan Tanrı, enerjileri saf haline dönüştürsün.
Tanrı ve sen birsin. Merkezde kimin kim oldugu ayırımının, bir anlamı kalmaz. Hissediyorsan Tanrı’sın. Hissetmiyorsan Tanrı senin icin orada..



Bir düş kur.

Yeni enerjinin düşünü... Unutma sen bilinçsin. Gözlerini kapat ve evrende bir yerlerde negatif ve pozitif enerjilerin bir araya gelerek birleşmekte olduklarını gör. Bu birleşim ve bir oluş alanının devinimini, genişleyen oluşunu izle. Ve kendini seçen bilinç olarak, tam da bu birleşmenin merkezine doğru akmaya başla. Ve onunla birleşmeyi seç. Seç ki o, gerçek olsun. Birleştikten sonra, duyumsa. Bırak kendini. O, ol. Yeni enerji ol. Duyumsayışını şimdi ve burada olan bedeninin içine doğru çek ve yerleştir. Derin nefesler alıp verirken, bırak bedenin kendi bilgeliği ile hareket etsin. Süreci yönlendirmeye çalışma… .

Bilincinin özgür seçimi, yeni enerjiyi bedeninle birleştirdiğinde,  yeni algıyı yaratmış oldun. Bilincin, sendeki varlığı olan algı değiştiğinde değişmiş olur. Böylece yeni algı, yeni bilinç demektir.

Su iç!

Nefes al!

Sezgilerini dinle!

Onlar duyumsaldır. Zihinsel değil. Nerede olman gerektiğini sana söyleyeceklerdir. Yanlış bir yerde olamazsın. Yanlış bir şey yapamazsın. Sezgilerini dinlersen, özgür olursun. Daha iyi yâda daha kötü değil.
Senden uzaklaşan ve sana yakınlaşanın ne olabileceği yâda olduğu ile ilgilenme. Bil ki o, sensin. Olan hiçbir şey sana rağmen değildir. Sen'dir ve sendendir.

Yap!

Bilişinin açığa çıkışını, engelleme. Yapmak istediğini yap. Erteleme, olgunlaşmasını bekleme. Doğmayan bebek büyüyemez. Hareket etmeyen beden yolculuğun sihrini ve maceranın güzelligini deneyimleyemez. Yapmak, kendinle ilgili sınırlı varsayımlarını donusturmenin ve kendine inanmanın anahtarıdır.

Dikkatini ver! 

Dikkatini kullan. Seçimin olan evrenin her ögesi ‘Ben olan Ben’im’dir. Ona dikkatini ver ki, Tanrı seni içten ve dıstan kuşatsın. An’dan daha değerli ve kutsal bir şey yoktur. Dikkatin, Tanrı’nın gözü, duyumsayışın da Tanrı’nın kalbidir.

Seçtiğin her şey, her şeydir. Bilerek veya bilmeyerek tüm evreni sen yaratırsın. Dikkatini vermek bunu hatırlamana neden olacaktır. Böylece kendi yaratımına göstermiş oldugun bu yeni ilgi, kendine vermiş olduğun değeri yeniden yapılandırır. Algın sakince merkezine süzülürken, sevinç ve kutsama yeni var oluşunun temel niteliklerine dönüşür.

Kendini Seven Tanrı, Kendini İzleyen Tanrı’yı özgür bırakır. Algın birlik duyumsaması ile mühürlenir. Her şeyin pekâlâ olduğu bir evren senin şefkatin ve kutsamanla harekete geçer. Düğümler çözülür, potansiyeller ulaşılabilir ve özgür olur. Akışkanlık başlar. Tanrı, kendi mucizesini deneyimler. Kendi gizeminin titreşimini yayar. Bilinen ve bilinmeyen ayırımı kalkar.
Tanrı kendini bulur. Sen kendini bulursun!

Ne kadar küçük ve ne kadar büyük olduğunun bir önemi yok. İnsan olmanın ve Tanrı olmanın arasında bir ayırım yok. Tüm sınırlılıklarınla sen kutsayansın, kutsanansın. Çünkü sen dikkatsin. Sen dikkatsen şefkatsin ve şefkatsen gerçeksin. İtilmezsin ve çekilmezsin. Koşulsuz duruşunla, Ben olan Ben’in bilincisin. Kutsayan ve özgürleştirensin. Gerçek olan kutsaldır ve o Tanrı’dır.

Dikkat seni An’a getirir. Seçimlerinle istekli olarak buluşursun. Yaratımını isteyerek onurlandırırsın. Böylece onu özgürleştirirsin. Özgürlük Tanrı’dandır.

Bedenin senin düşündür!

O, Dünya’nın senin için hareket edişidir. Onun sesini dinlemen için ondan özgür olman ve dikkatinle onu kutsaman gerekir. Bedeninle ilişkin Tanrısal özünle ilişkinin göstergesidir. Kendinle ilgili tüm algılarının açığa çıkış odağı bedenindir. Bedenin Dünya’nın Ruh’ la birleştiği yerde durmaktadır. O yeryüzü ve gökyüzünün evliliği ve birliğin meyvesidir.

Zaman anlayısına tutsak olma!

Zaman yokmus gibi hisset ve öyle yaşa. Evren senin etrafında, senin merkezinin etrafında, bir galaksinin çekirdeğinin etrafındaki dönüşü gibi döner. Senin tanımına göre, sana yakınlaşanlar ve uzaklaşanlar olur. Zaman ayrıntılı deneyimin destekçisi olan bir enerjidir. Senin dizgeli anlayışına ve zihninin çözümsel niteligine hizmet eder. Seni esir etmek zorunda degil.

Dene!

Eğlenmek için dene. Eğlenmek için sessiz kal. Eğlenmek için bitkilerle konuş.

Eğlenmek için yürü, koş, yağmurda ıslan, üşü.

Hiçbir beklenti taşıma. Öylece ol. Kendini ve en önemlisi bedenini yaşa.

Eğlenmek için kendinden başka kimsenin olmadığı evrende soluk al,  al,  al.

Eğlenmek için tüm sınırlarının dışına taş. Genişle,  genişle,  genişle.

Eğlenmek için yemek ye. Suyu yudumla, konuş onunla.

Tanrı açığa çıkarandır. Eğlenmek için ışığın olmadığı bir evren düşle.

Yeni yollarla hisset. Yeni yollarla yarat ve açığa çıkart. Bırak gölgen hareket etmek için güneş ışığına bağımlı olmasın. Bırak ne ışık ne de gölge olsun. Işık gölgeyi, gölge ışığı tanımlamasın.

Nesneleri hareket ettir.:)

Ne daha az, ne de daha çok olacaksın.Ama sen, sen olacaksın.Hep olduğun kadar.Daima..

İnan!

Tanrı’nın yeryüzüne açılan kapısı sensin. Kendini kutsa. Deneyimlerini kutsa. Duygularını ve her türlü düşünceni kutsa. Onlar bu kapının kilitleriydi. Kutsama Anahtardır.

Kutsama kapıyı açar. Sen ve Tanrı özgür kalırsınız. Yeryüzü ve evren özgürse, Ruhun da özgürdür.

Ruh özgürse Kaynağın hareketi ve kaynağa hareket başlar.

Bilinç ve algı birleşir. Bilinç her şey ve her şeyin özüyken, algı penceredir.

Bilinç Tanrıdan, algı insandandır.

Birleşme tamamlandıgında parçalı algı, bütünsel algıya dönüşür. Genişlemiş bu algı, bilincin yeni veçhesidir. Yaratılışı dönüştürüp hareket ettirecek olanda bu vehçedir.

Kendi Ben Olan’ına inan. O gerçektir ve asla yok edilemez. Geçmişte olduğu gibi, baskılanabilir, üzeri örtülebilir, atıl kılınabilir ama yok edilemez. Çünkü o Tanrı’dır.

Ve öyledir.

A-Q

2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder